MEHMET FARAÇ: CHP’de Kim Ne Yapıyor, Kim Ne İstiyor?..

24 Şubat 2012 Cuma


Toplumda giderek yaygınlaşan en önemli sorun nedir biliyor musunuz; sorgulamayan, tabansız, dayanaksız ve duyarsız fanatizm!.. Örneğin, takım tutar gibi parti tutmak, balon gibi şişirilen liderlerin peşinden gitmek ülkenin direkt gidişatını etkiliyor!..
Bu “memleket çok laftan battı” derler ya?.. Aslında doğru değil; bu ülke, siyasal tercihlerini doğru yapmayan, önderlerini doğru seçmeyen, daha ötesi oy verdiği partinin tüzüğünü bile okumayan duyarsız kesimler yüzünden sıkıntı yaşıyor…
Merak ediyorum; AKP’ye oy veren yüzde 50 oranındaki seçmenden kaç kişi bu partinin tüzüğünü okudu?..
BDP’ye oy veren kaç insan partisinin tüzüğüne şöyle bir göz attı?..
Hiç kuşkunuz olmasın, bu iki partinin tabanındaki duyarsızlığın kökeninde de fanatizm var;
Tayyip fanatizmi, etnik fanatizm!..

CHP’den son dönemde tüzük kurultayı talebiyle dışa vuran sorunların temelinde de işte böylesi sıkıntılar yatıyor; sorgulamaksızın fanatizm?..
CHP’de 360′dan fazla duyarlı delege işte buna karşı çıktı; partideki kötü gidişatın nedenlerini sorgulamak ve çare aramak için kurultay istedi…
Yoğunlaşan tepkilerden de anlaşılıyor ki; partideki erozyondan habersiz diğer delegeler de duyarlılık gösterecek…
Söyler misiniz acaba; duyarlılık ve ilkesizliğin çatıştığı bir merkezde sıkıntı yaşanmaz mı?..
İktidara Pas Atma Gafleti!..

CHP kurultayıyla ilgili yazılarımıza gelen mail ve telefonları takip etmekte zorlanıyorum… Meğerse, CHP tabanının sıkıntısı anketlere yansıyan tahminlerin de ötesinde!…
Açık söylemek gerekirse, bu sıkıntıyı partiyi demokratik bir tüzüğe kavuşturmak için çırpınan tasfiye edilmiş “gerçek CHP’liler” yaratmıyor!..
Onlar tüm yanlışlara rağmen “ya sabır” çekerek, “parti zarar görmesin” diyerek uzun süre sustular… Onlar sustukça, “Yeni CHP” anlayışının uygulayıcıları destek gördüklerini sandılar!.. İşte bu gaflet, yönetimle taban arasındaki uçurumu büyükmekten ileri gitmedi!..
Çünkü CHP’nin omurgasına, tüzüğüne, kuruluş ilkelerine yönelik saldırılar bizzat CHP’nin içinden yükselince, kitleler partiden uzaklaşmaya başladı!..
Örnek mi istersiniz?.. İşte, kesşke olmasaydı dediğim bir kaç açıklama:
Örneğin CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün‘ün “Dersim’de katliam yaşandı, Atatürk’ün de haberi vardı” şeklindeki çıkışına ne gerek vardı acaba?..
Herkes gibi bu ülkenin birinci sınıf yurttaşı olan Aleviler bırakın 70 yıl öncesini, daha 1993′te alçakça katledilmediler mi?.. O süreç niçin sorgulanmıyor acaba?..
“Dersim”le ilgili yersiz çıkış CHP’ye hiçbir yarar sağlamadı!..
Tam aksine iktidar partisi ve onun kalemşorları CHP’nin içinden gelen bu pası iyi değerlendirdi ve Atatürk üzerinden CHP’yi, Aleviler üzerinden de Atatürk’ü vurmaya başladılar!..
CHP’ye Asıl Zararı Kim Veriyor?..

Kılıçdaroğlu’nun hem bu vahim açıklama karşısındaki tuhaf tutumu hem de daha sonraki gafları tartışmanın üzerine ne üzücüdür ki tuz biber ekti!..
Söyler misiniz acaa Kılıçdaroğlu, durup duruken “Sabahattin Âli’yi CHP öldürdü” derken hangi kaygıyla hareket etmiştir?.. İktidar partisine ve onun dümen suyundaki medyaya malzeme vermek CHP’yi yıpratmadı mı?..
O da yetmedi… Peki, “Andımız’ı tartışmaya açabiliriz” diyen Nihat Matkap’ın hedefi nedir acaba?..
Parti tabanı, “Atatürk ilkelerinin bekçisi değilim”, “tekke ve zaviyeler açılmalıdır”, “cemaate saygılarımı sunuyorum”, “laiklik tehlikede değildir”, “Tarikat ve cemaatlere karşı değilim” gibi daha önce parti tabanını şoke eden demeçleri anımsatmaktan bile utanıyor!..
Ancak, Aygün-Kılıçdaroğlu-Matkap üçgeninde dillendirilen son vahim açıklamalar ile CHP tabanında şöyle bir algıyı yerleştirmeye yetti:
“AKP’nin söyleyemediğini CHP’liler söylüyor!.. CHP, AKP’ye pas atıyor!..
İşin özeti şudur; partinin kökü gidişatını eleştirenleri disipline veren gereksiz açıklamalarla partiye büyük zarar verdiklerinin farkında değiller!..

Cumhuriyeti kuran partinin günümüzdeki yöneticilerinin “ikinci cumhuriyet” denilen pespaye projenin sahiplerine malzeme sunması, CHP’nin tarihindeki en ağır gaflettir!..
Delege Salona Değil Anıtkabir’e Gidecek…
Şimdi hem gelen maillerde hem telefonlarda “CHP’de kim ne istiyor, nedir bu ayrışma” diye soranlara yeterli yanıt vereildik mi acaba?..
CHP’deki sorun yalnızca lidere imparatorluk yetkisi veren antidemokratik tüzük değil... CHP’nin rotasından çıkarıldığına ilişkin kaygılar partide büyük ayrışma yaratıyor!..
Maalesef, CHP yneticilerinin vahim açıklamaları, bu rota sapmasının plansız olmadığını da ortaya koyuyor!..

CHP bir an önce silkelenip kendine gelmeli… Hatalarını gidermeli, örgütlerle oynamaktan vazgeçmeli, delegeyi baskı altına alan uygulamalardan hızla kaçınmalıdır!..
CHP, Atatürk’ün partisine kılavuzluk yapmaya kalkışan liboşların, parti meclisini dizayn etmek ve kendi çocuklarına yer açmak için “ulusalcıları atın” diyen soytarıların yalnış yönlendirmelerinden hızla kaçınmalıdır!..
CHP, tarikatlara zeytin dalı uzatmaktan, BDP politikalarından etkilenmekten, Atatürk dönemini ve başta “Andımız” gibi Cumhuriyetin ritüellerini sorgulamaktan, yargılamaktan hatta hırpalamaktan da bir an önce vazgeçmelidir…
Aksini iddia edenlere sormak lazım; 3 kez tek başına iktidar olmuş bir partinin karşısında son 7 ayda yüzde 7 oy kaybedilmesi “Yeni CHP” stratejisinin fiyasko olduğunu göstermeye yetmiyor mu?..
Israrla vurguluyorum; bir dost uyarısı olarak bir kez daha yazıyorum, CHP kuruluş ilkelerine dönmedikçe kitlelerin umudu olamayacak, taklitçi ve de tasfiyeci politikalarla çok ağır yaralar alacak!..
Delegelerin 26 Şubat’ta, kurultay salonu yerine Anıtkabir’e gitmeyi tecih etmesi sorgulanabilirse eğer; CHP’nin eksen kaymasında niçin bocaladığı da anlaşılacak!..
AYDINLIK

0 yorum:

Yorum Gönder

Teşekkürler...

 
Kemalist Kuvvet © 2011 | Designed by RumahDijual, in collaboration with Online Casino, Uncharted 3 and MW3 Forum
www.yuzde55.com