Toplumda giderek yaygınlaşan en önemli sorun nedir biliyor musunuz;
sorgulamayan, tabansız, dayanaksız ve duyarsız fanatizm!.. Örneğin, takım tutar
gibi parti tutmak, balon gibi şişirilen liderlerin peşinden gitmek ülkenin
direkt gidişatını etkiliyor!..
Bu “memleket çok laftan battı” derler ya?.. Aslında doğru değil; bu
ülke, siyasal tercihlerini doğru yapmayan, önderlerini doğru seçmeyen, daha
ötesi oy verdiği partinin tüzüğünü bile okumayan duyarsız kesimler yüzünden
sıkıntı yaşıyor…
Merak ediyorum; AKP’ye oy veren yüzde 50 oranındaki seçmenden kaç kişi
bu partinin tüzüğünü okudu?..
BDP’ye oy veren kaç insan partisinin tüzüğüne şöyle bir göz attı?..
Hiç kuşkunuz olmasın, bu iki partinin tabanındaki duyarsızlığın
kökeninde de fanatizm var;
Tayyip fanatizmi, etnik fanatizm!..
CHP’den son dönemde tüzük kurultayı talebiyle dışa vuran sorunların
temelinde de işte böylesi sıkıntılar yatıyor; sorgulamaksızın fanatizm?..
CHP’de 360′dan fazla duyarlı delege işte buna karşı çıktı; partideki
kötü gidişatın nedenlerini sorgulamak ve çare aramak için kurultay istedi…
Yoğunlaşan tepkilerden de anlaşılıyor ki; partideki erozyondan habersiz
diğer delegeler de duyarlılık gösterecek…
Söyler misiniz acaba; duyarlılık ve ilkesizliğin çatıştığı bir merkezde
sıkıntı yaşanmaz mı?..
İktidara Pas Atma Gafleti!..
CHP kurultayıyla ilgili yazılarımıza gelen mail ve telefonları takip
etmekte zorlanıyorum… Meğerse, CHP tabanının sıkıntısı anketlere yansıyan
tahminlerin de ötesinde!…
Açık söylemek gerekirse, bu sıkıntıyı partiyi demokratik bir tüzüğe
kavuşturmak için çırpınan tasfiye edilmiş “gerçek CHP’liler” yaratmıyor!..
Onlar tüm yanlışlara rağmen “ya sabır” çekerek, “parti zarar görmesin”
diyerek uzun süre sustular… Onlar sustukça, “Yeni CHP” anlayışının
uygulayıcıları destek gördüklerini sandılar!.. İşte bu gaflet, yönetimle taban
arasındaki uçurumu büyükmekten ileri gitmedi!..
Çünkü CHP’nin omurgasına, tüzüğüne, kuruluş ilkelerine yönelik
saldırılar bizzat CHP’nin içinden yükselince, kitleler partiden uzaklaşmaya
başladı!..
Örnek mi istersiniz?.. İşte, kesşke olmasaydı dediğim bir kaç açıklama:
Örneğin CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün‘ün “Dersim’de katliam
yaşandı, Atatürk’ün de haberi vardı” şeklindeki çıkışına ne gerek vardı
acaba?..
Herkes gibi bu ülkenin birinci sınıf yurttaşı olan Aleviler bırakın 70
yıl öncesini, daha 1993′te alçakça katledilmediler mi?.. O süreç niçin
sorgulanmıyor acaba?..
“Dersim”le ilgili yersiz çıkış CHP’ye hiçbir yarar sağlamadı!..
Tam aksine iktidar partisi ve onun kalemşorları CHP’nin içinden gelen
bu pası iyi değerlendirdi ve Atatürk üzerinden CHP’yi, Aleviler üzerinden de
Atatürk’ü vurmaya başladılar!..
CHP’ye Asıl Zararı Kim Veriyor?..
Kılıçdaroğlu’nun hem bu vahim açıklama karşısındaki tuhaf tutumu hem de
daha sonraki gafları tartışmanın üzerine ne üzücüdür ki tuz biber ekti!..
Söyler misiniz acaa Kılıçdaroğlu, durup duruken “Sabahattin Âli’yi CHP
öldürdü” derken hangi kaygıyla hareket etmiştir?.. İktidar partisine ve onun
dümen suyundaki medyaya malzeme vermek CHP’yi yıpratmadı mı?..
O da yetmedi… Peki, “Andımız’ı tartışmaya açabiliriz” diyen Nihat
Matkap’ın hedefi nedir acaba?..
Parti tabanı, “Atatürk ilkelerinin bekçisi değilim”, “tekke ve
zaviyeler açılmalıdır”, “cemaate saygılarımı sunuyorum”, “laiklik tehlikede
değildir”, “Tarikat ve cemaatlere karşı değilim” gibi daha önce parti tabanını
şoke eden demeçleri anımsatmaktan bile utanıyor!..
Ancak, Aygün-Kılıçdaroğlu-Matkap üçgeninde dillendirilen son vahim
açıklamalar ile CHP tabanında şöyle bir algıyı yerleştirmeye yetti:
“AKP’nin söyleyemediğini CHP’liler söylüyor!.. CHP, AKP’ye pas
atıyor!..
İşin özeti şudur; partinin kökü gidişatını eleştirenleri disipline
veren gereksiz açıklamalarla partiye büyük zarar verdiklerinin farkında
değiller!..
Cumhuriyeti kuran partinin günümüzdeki yöneticilerinin “ikinci
cumhuriyet” denilen pespaye projenin sahiplerine malzeme sunması, CHP’nin
tarihindeki en ağır gaflettir!..
Delege Salona Değil Anıtkabir’e Gidecek…
Şimdi hem gelen maillerde hem telefonlarda “CHP’de kim ne istiyor,
nedir bu ayrışma” diye soranlara yeterli yanıt vereildik mi acaba?..
CHP’deki sorun yalnızca lidere imparatorluk yetkisi veren
antidemokratik tüzük değil... CHP’nin rotasından çıkarıldığına ilişkin kaygılar
partide büyük ayrışma yaratıyor!..
Maalesef, CHP yneticilerinin vahim açıklamaları, bu rota sapmasının
plansız olmadığını da ortaya koyuyor!..
CHP bir an önce silkelenip kendine gelmeli… Hatalarını gidermeli,
örgütlerle oynamaktan vazgeçmeli, delegeyi baskı altına alan uygulamalardan
hızla kaçınmalıdır!..
CHP, Atatürk’ün partisine kılavuzluk yapmaya kalkışan liboşların, parti
meclisini dizayn etmek ve kendi çocuklarına yer açmak için “ulusalcıları atın”
diyen soytarıların yalnış yönlendirmelerinden hızla kaçınmalıdır!..
CHP, tarikatlara zeytin dalı uzatmaktan, BDP politikalarından
etkilenmekten, Atatürk dönemini ve başta “Andımız” gibi Cumhuriyetin
ritüellerini sorgulamaktan, yargılamaktan hatta hırpalamaktan da bir an önce
vazgeçmelidir…
Aksini iddia edenlere sormak lazım; 3 kez tek başına iktidar olmuş bir
partinin karşısında son 7 ayda yüzde 7 oy kaybedilmesi “Yeni CHP” stratejisinin
fiyasko olduğunu göstermeye yetmiyor mu?..
Israrla vurguluyorum; bir dost uyarısı olarak bir kez daha yazıyorum,
CHP kuruluş ilkelerine dönmedikçe kitlelerin umudu olamayacak, taklitçi ve de
tasfiyeci politikalarla çok ağır yaralar alacak!..
Delegelerin 26 Şubat’ta, kurultay salonu yerine Anıtkabir’e gitmeyi
tecih etmesi sorgulanabilirse eğer; CHP’nin eksen kaymasında niçin bocaladığı
da anlaşılacak!..
AYDINLIK
0 yorum:
Yorum Gönder
Teşekkürler...