Başkasının çalışmasını kopya ederek kitap yazan ve suçundan dolayı üniversiteden atılan, profesörlüğü kaldırılan bir şahıs devletin en üst yerine getiriliyor. Dış ülkede yardım olarak toplanan paraları yedikleri, oralardaki mahkeme ile kanıtlananlar, mevkilerinde bırakılarak korunuyorlar. Onları suçluluğunu gösterecek yargıçlar işlerinden atılıyor. Ülkenin dürüst gazetecileri, en üstün bilim adamları, büyük bir güvenle dayandığımız şanlı ordumuzun seçme komutanları, neden bile gösterilemeden hapse atılıyor ve yıllarca orada çürümeye bırakılıyor. Bu mu din, iman? Bu mu adalet? Peygamberimizin “Bir saatlik adalet bir yıllık ibadete bedeldir” sözü nerede?
Dindarlık diye zavallı gençlerimize bunları gösterirseniz, bunları öğretirseniz Türkiye Cumhuriyetinin adı kalmaz. Onlar da ikiyüzlü olacaklar. Evet, ikiyüzlü olacaklar. Bir taraftan çağın önlerine serdiği olanaklar, diğer taraftan Ortaçağ kafasıyla yasaklar, günahlar ve ayıplar. Düşünemeyen, kendi kendine karar veremeyen, bu yüzden boyuna karar değiştiren gençler. Benden kanıt isterseniz, en önemli örnek ülkeyi idare edenlerimiz. Ben TV de gördüm ve duydum, Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın laikliğin dinsizlik olduğunu söylediğini. Ona karşılık 6 Şubat 2012 tarihli Sözcü gazetesinde, Cumhurbaşkanının laiklik ilkesinin anayasamıza girmesinin 75. yıl dönümü nedeniyle yayınlattığı mesajda “Türk milleti, Cumhuriyetin diğer nitelikleri yanında laiklik ilkesi üzerinde güçlü bir anlayış birliği içinde imiş ve laiklik toplumsal barış açısından önemli bir işlev görmekte imiş”.Başbakan da laikliğin Türk milletinin ortak paydası olduğunu, birlik ve beraberlik içinde geleceğe yürüyüşün teminatı olmaya devam edeceğini söylüyor. Vay, vay, vay!! Bu ne büyük geri dönüş ve nasıl bir kararsızlık!? Hani laiklk dinsizlikti?
Laiklik dinsizlik mi? Yoksa laiklik, dine karışmadığı, insanları vicdanlarında özgür bıraktığı için mi onlara barış getiriyor? İşte ikiyüzlülüğün, kararsızlığın en somut örneği. Hem de Devletin başları yapıyor bunu. Onların eşlerini yüzleri, gözleri boyalı, acayip kıyafetlerle kollarına takıp oraya buraya götürmeleri hangi muhafazakârlık/dindarlık? Atatürk‘ün getirdiği laik Cumhuriyet olmasaydı, öyle gidebilirler miydi? Eğer halkımız hala özgürlük içinde ise, 80 yıl içinde dünya çapında kadınlı erkekli bilim insanlarımız, sanatcılarımız yetişmişse, partiler kurulmuş üniversiteler açılmışsa, o zamanın laik gençlerinin kurduğu düzen, attığı temel sayesinde olmuştur, unutmayalım! Zorla dindar yapılan iki yüzlü gençler değil, inancında özgür vatanını, milletini seven, halkını dinli dinsiz, şu bu diye ayırmayan, çıkarları için kendilerini satmayan, yalan söylemeyen, cesur, ahlaklı, sorup öğrenmeye meraklı gençler yetiştirelim ki, ülkemiz yücelsin!
Muazzez İlmiye Çığ
ulusalkanal.com.tr
0 yorum:
Yorum Gönder
Teşekkürler...