İP Genel Başkan
Yardımcısı Cengiz, Ergenekon davasında mahkeme salonunun Türk Ordusuna karşı
psikolojik harekat merkezine dönüştürüldüğünü söyleyedi. Genelkurmay
Başkanlığı’nı, HSYK üyelerini, baroları, hukuk kuruluşlarının ve siyasi
partilerin temsilcilerini, milletvekillerini, aydınlarımızı, köşe yazarlarını
ve basını, Gizli Tanık “Kıskaç”ın dinlenmesine devam edilecek olan 5 Mart 2012
günü, Silivri’ye gelerek duruşmayı izlemeye çağırdı.
İşçi Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek ve Ergenekon Davasındaki avukatı Hasan Basri Özbey’in
vekilleri Av. Mehmet Cengiz ile Av. Ayhan Sarıhan, İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese ile üyeler Ercan Fırat ve Nihat Topal
hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na suç duyurusunda bulundular.
Bugün ekteki dilekçe
ile HSYK’ya başvuran İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz
şunları söyledi:
“Silivri’de
görülmekte olan davalarda duruşma salonları, Türk Ordusuna karşı psikolojik
harekat merkezine dönüştürülmüştür. Ergenekon Davasının, 26 Şubat 2012 günlü
duruşmasında dinlenmeye başlanan Gizli Tanık ‘Kıskaç’, eline verilen metni
okuyarak Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı saatlerce kirli propaganda yapmıştır.
Dava konusuyla ve sanıklar hakkındaki iddialarla hiçbir ilişkisi bulunmayan bu
propaganda, itirazlara rağmen mahkemece kesilmeyerek dinlenmiştir. Hiçbir Türk
Mahkemesinde, herhangi bir tanığın suç konusu dışında böyle saatlerce
propaganda yapmasına izin verilmez.
“Üstelik buna itiraz
eden Doğu Perinçek’in 16 celse, yani yaklaşık 4 ay; avukatı Hasan Basri
Özbey’in ise tahliye talebi ile ilgili sözleri nedeniyle, dava sonuna kadar
duruşmalara alınmamasına karar verilmiştir.
“Yapılan suçtur.
HSYK’dan bu suçun soruşturulmasını istiyoruz. İtirazlarımızı 5 Mart 2012 günü
devam edecek duruşmada da yineleyeceğiz.
“Mahkemenin ara
kararına göre, 5 Mart 2012 günü Silivri’de yapılacak duruşmada, Gizli Tanık
“Kıskaç”ın dinlenmesine devam edilecek ve Türk Ordusu’na karşı kirli propaganda
sürdürülecektir. Genelkurmay Başkanlığı’nı, HSYK üyelerini, baro
başkanlarımızı, hukuk kuruluşlarının ve siyasi partilerin temsilcilerini,
milletvekillerini, aydınlarımızı, köşe yazarlarını ve basını, 5 Mart 2012 günü
Silivri’ye gelerek duruşmayı izlemeye çağırıyoruz”.
29.02.2012
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu Başkanlığı’na
Ankara
Konu : İstanbul 13
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese (Sicil No: 28298) ile üyeler
Ercan Fırat (Sicil No: 39995) ve Nihat Topal (Sicil No: 41981) hakkında şikayet.
Açıklamalar :
1) Silivri’de
görülmekte olan ve kamuoyunda “1. Ergenekon Davası” diye bilinen İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/209 E. sayılı dosyasının 26.01.2012 günlü 213.
duruşmasında, “Kıskaç” kod adlı gizli tanık dinlenmesine başlanmıştır.
Ekte bir örneğini
sunduğumuz duruşma tutanaklarında da görüleceği gibi, anılan gizli tanığın
dinlenmesi sırasında Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı saatlerce kirli propaganda
yapılmıştır.
Yine ekte sunulu
duruşma tutanaklarından anlaşılacağı gibi;
Saatlerce elindeki
metinden okuyarak beyanda bulunan bu gizli tanığın anlatımlarının, görülmekte
olan davadaki iddialar ve bu davada yargılanan sanıklarla bir ilişkisi yoktur.
Duruşmada Mahkemece
sanığa somut herhangi bir soru yöneltilmeksizin söz verilmiş, eline aldığı/ya
da eline verilen metni saatlerce okuyarak TSK’ne karşı alçaltıcı beyanlarda
bulunmuştur.
Sanıklar ve biz
savunmanlar bu duruma itiraz etmemize rağmen, itirazlarımız dikkate alınmamış,
tanığın davayla ilgisi olmayan bu demeci mahkeme heyetince sonuna kadar
dinlenmiştir. Perde arkasına kurulan tanık kürsüsü, TSK’ya karşı kirli
propaganda kürsüsü haline getirilmiştir. Mahkeme salonu, Türk Ordusuna karşı
psikolojik harekât merkezine dönüştürülmüştür.
Hiçbir Türk
Mahkemesinde, herhangi bir tanığa suç konusu dışında böyle saatlerce propaganda
yapmasına izin verilmez. 3 dakika bile konuşturulmaz.
Uzun süre Mahkeme
Başkanının tanığı, suç iddiası, sanıklar ve fiillerle ilgili bildiklerini
açıklamaya davet etmesini bekledik. Bu yapılmayınca, başta İşçi Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek olmak üzere sanıkların ve biz avukatların, buna yönelik
itirazlarımızı dile getirmek üzere usul hakkında söz istememize rağmen söz
verilmedi. Söz verilmeden yaptığımız kısa itirazlar da dikkate alınmadı.
26.01.2012 günlü celsede
gizli tanık “Kıskaç”ın beyanlarıyla suç işlenmiştir. Buna olanak tanıyan
mahkeme heyeti de bu suça iştirak etmiştir. Bu gizli tanığın eline, okuduğu o
metni kim vermiştir, o psikolojik harekât metnini kim yazmıştır. Şüphesiz
bunların araştırılması gerekir. Ancak mahkeme başkanı ve diğer üyeler, sözlü
ifade alınması gerekirken ve uyarılara rağmen, tanığın yazılı metni okumasına,
TSK’ya karşı saatlerce kirli propaganda yapmasına göz yumarak bu suça iştirak
etmişlerdir.
2) a) Ertesi gün
sanık ve müdafiilerinin taleplerinin alınacağı 27.01.2012 tarihli 214. celsede,
sanık Doğu Perinçek söz alarak bu durumu şöyle eleştirmiştir:
“Şimdi, dün Kıskaç’ı
dinledik, Gizli Tanığı, Kıskaç’ın söylediklerinde herhangi bir sanığa yönelen
bir cürüm atfı, bir fiil, bir eylem yok. 2 saat burada konuştu ve yazıdan
okudu. Yazıdan okuduğu çok belliydi. Yani, sözlü olarak tanığın ifade vermesi
gerekir. O konuda da ihtar yapılmadı. Yazıdan okudu, herkes onu dinleyince
anlar. Gözükmedi de orda, gözükseydi yazıdan okuduğu anlaşılacaktı. Şimdi bütün
2 sayfasına bakıyoruz; Ne söyledi? Türk Silahlı Kuvvetleri on para etmez,
rezildir, savaşamaz, edemez, yapamaz, vuramaz, onun karşısında PKK çok daha
üstündür. Türk subayları kötüdür, rezil adamlardır
“2 saat biz burada
psikolojik harekât metni dinledik ve ben hâkimlerden şunu beklerdim; Burada sen
fiiller üzerinde konuş. Doğu Perinçek’i suçla, Doğu Perinçek’in bir fiili varsa
onu anlat. Ama sen binbaşı kim, yarbay kim, albay bilmem ne, general bilmem neyin
ne kadar kötü olduğunu, korkak olduğunu, rezil olduğunu, düşman karşısında
kaçtığını, bunların Türkiye’yi savunamayacağını. Bir düşman subayına bu görev
verilseydi, Bir psikolojik harekât metni hazırla ve tayyarelerden biz bunu Türk
Ordusuna atalım ve Türk Ordusunun moralini bozalım diye bir metin yaz denseydi,
böyle bir metin yazamazdı ve burada dinlendi”.
Mahkeme heyeti, bu
sözleri nedeniyle Doğu Perinçek’in, “duruşmada disiplinsiz ve düzen bozucu söz
ve eylemler”de bulunduğunu ileri sürerek, “mahkemeyi hedef alan söylemlerde
bulunduğu” iddiasıyla 16 celse duruşmalara katılmaktan men edilmesine karar
vermiştir. (Bkz. 27.01.2012 günlü duruşma tutanağı ve 17.02.2012 tarihli ara
kararı)
b) Yine aynı
duruşmada, daha önce 16 celse duruşmalara alınmayan Doğu Perinçek vekili Av.
Hasan Basri Özbey, müvekkilinin tahliyesini talep etmek üzere söz aldığında;
ekte sunulu duruşma tutanaklarından da anlaşılacağı üzere, Mahkeme başkanı
tarafından sıkça sözü kesilerek adeta konuşturulmamıştır.
Tutanaklarda da
bellidir: Bir gün önce Türk Ordusu’na sövgüler yağdıran Gizli Tanık “Kıskaç”ın
hiç sözünü kesmeyen ve saatlerce dinleyen Mahkeme başkanı, hiçbir yasal
dayanağı olmadığı halde 15 dakika ile sınırladığı konuşmayı tam 75 kez
kesmiştir.
Bu duruma haklı tepki
gösteren Av. Hasan Basri Özbey, yine ekte sunulu 17.02.2012 günlü ara kararıyla
dava sonuna kadar (esas hakkındaki son savunmaya kadar) duruşmalara katılmaktan
men edilmiştir.
Savunma hakkını hiçe
sayan böyle bir uygulama, yargı pratiğimizde yoktur, bildiğimiz kadarıyla
ilktir.
“Savunma hakkı”nın
düzenlendiği Anayasa’nın 36. maddesi ile CMK’nun 149. maddesindeki temel
hükümlere açıkça aykırı olan bu uygulamalar, savunma hakkının hiçe sayılması,
mahkeme heyetince yetkilerin kötüye kullanılmasıdır.
Söz konusu duruşmalar,
Mahkeme Başkanlığı’nca kamera kaydına alınmış olup, duruşma tutanakları bu
kayıtlar tape edilmek suretiyle düzenlenmekteyse de yaşananları aynen
yansıtmamaktadır. Bu nedenle konunun, görüntüleri de izlenerek daha iyi
anlaşılabilmesi için kamera kayıtlarının celbini talep ediyoruz.
İstem : Açıklanan
nedenlerle;
a) İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi’nin 2009/208 E. sayılı davasının 26.01.2012 ve 27.01.2012 günlü
celselerinin kamera kayıtlarının celbi ve tetkiki ile
b) İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı 28298 Sicil Nolu Hasan Hüseyin Özese ile üyeler 39995
Sicil Nolu Ercan Fırat ve 41981 Sicil Nolu Nihat Topal hakkında soruşturma
açılarak, hâkimlik mesleği ile bağdaşmayan bu tutumları nedeniyle
cezalandırılmalarını vekâleten ve saygı ile dileriz.
Doğu Perinçek ve
Hasan Basri Özbey v.
Av. Mehmet Cengiz –
Av. Ayhan Sarıhan
0 yorum:
Yorum Gönder
Teşekkürler...